Blue Escape Logo
7x24 Call Us

+90 532 205 39 83

BODRUM - HALIKARNASSOS

BODRUM (HALIKARNASSOS)
Ülkemizin önemli turizm merkezlerinden olan Bodrum, deniz ve eğlence yaşamının yanı sıra derin ve köklü bir tarih geçmişine sahiptir. Tarihin Babası olarak ün salmış Heredotos aslen Bodrum’ludur. Antik Halikarnassos kenti üzerine kurulmuş bugün ki şehir , Myndos Kapısı, Mavsoleion, Antik Tiyatro, çağdaş bir galeri niteliğindeki Zeki Müren Müzesi ve kentin sembolü haline gelmiş Bodrum Kalesi ile birçok yerli ve yabancı turisti kendine çekmektedir.

Halikarnassos, M.Ö. IV. yüzyılda, Karia bölgesinin başkentidir. Şehir surları, Mindos kapısı, tiyatrosu, tapınakları ve sarayları ile en görkemli zamanıdır. Dünyanın yedi harikasından biri olan Mavsoleion’da bu yıllara aittir. Günümüzde, Antik Halikarnassos’un üzerinde yer alan Bodrum, Ülkemizin dış dünyaya açılan en önemli kültür ve turizm merkezlerinden biridir. Antik kalıntıların yanı sıra, XV. yüzyıl kalesi ve Sualtı Arkeoloji Müzesi ile dünyaca ünlüdür. Yüzyıllardır süregelen kültür birikimi ile Bodrum, yurt içinde ve yurt dışında en çok söz edilen yerlerden biridir. Güzel iklimi, mavi denizi ve çeşitli güzellikleri ile herkesin yaşamak istediği yerdir.

 

AZİZ PETROS KALESİ
Kale, Saint Jean Şövalyeleri tarafından 1406-1522 yılları arasında yapılmıştır. Şövalyelerin kökeni, Kutsal Kudüs kentine Hacca giden Hıristiyan hasta ve yaralılarına hizmet amacıyla 1048 yılında kurulan hastaneye dayanır.

1108 yılında, Haçlı Seferlerinin de etkisiyle, Augustinus'un görüşü doğrultusunda, Sen Jan Hastaneci Şövalyeleri adıyla, Askeri-dini bir örgüt olarak kurulmuştur. Şövalyeler 1291 yılında Kudüs’ten çıkarılmışlardır. Kısa süre Kıbrıs’ta kalarak, 1309 yılında Rodos ve çevre adalara yerleşmişlerdir. 1406 yılında da Halikarnassos'a (Bodrum) gelmişlerdir.

Eski bir Türk Kalesinin üzerine kurulmaya başlanan kalenin yapımı aralıklarla devam etmiş ve 98 yıl sürmüştür. Kanuni Sultan Süleyman’ın Rodos'u fethiyle kale 5 Ocak 1523 yılında Osmanlılara devredilmiştir.

Kale bir süre hapishane olarak kullanılmıştır. I.Dünya Savaşında (1915) bir Fransız zırhlısı tarafından bombalanmış ve terkedilmiştir. 1960 yılından bu yana Müze olarak kullanılmaktadır. Dünyanın en önemli kara ve sualtı buluntuları sergilenmektedir.

 

BODRUM SUALTI ARKEOLOJİ MÜZESİ
Bodrum Kalesi, Sualtı Arkeoloji Müzesi antik çağın gemiciliğini ve Akdeniz dünyasındaki yoğun ticaretin varlığını en iyi şekilde gözler önüne seren müzedir.

1960 yılında Antalya-Finike-Gelidonya Burnu Batığının (MÖ XII.yy) buluntularının Bodrum Kalesine getirilmesiyle, Müzenin temelleri atılmıştır.

Cevat Şakir “Mavi Sürgün” adlı kitabında (1962) Bodrum kalesinden bahseder “Koca Kale Harbi Umumide adamakıllı bir top ateşi yemiş. Şimdi Müzeler Müdürlüğü onu antika diye taş ve moloz yığınlarıyla yılanları, akrepleri, dikenli otları, ekspres katarı gibi çiyan ve tanklar gibi kertenkeleleriyle muhafaza etmektedir. Metruktür. İçinde bazı kimselerin üç dört koyun ve ineğinden başka hayvanı yoktur. Ben gezerken o hayvanlar “bu kimdir acaba ?” diye meraklı ve ürkek bakışlarla ardım sıra geliyorlardı. Dönüp bakmıyordum” der.

Ama bugün kale Akdeniz’in en yeşil en güzel kalesi olarak, Bodrum’un simgesi olmuştur. “Blue Guide” kitabının yazarı Bernard Mc.Donagh, “Bodrum Sualtı Arkeoloji Müzesi Türkiye’nin en çok bilgi veren, hayal gücü en yüksek müzesi” olarak değerlendirilmekte, “Kale içinde dolaşırken, gökyüzü gül gibi kokuyor” demektedir.

Kale eski bir Türk ve Bizans Kalesi üzerine Saint Jean Şövalyeleri tarafından 1406 yılında yapılmaya başlanmıştır. Fransız, İngiliz, Alman, İtalyan ve İspanyol kuleleriyle ünlüdür. Avrupa’nın en önemli devletleri 500 yıl önce Saint Jean Şövalyeleri örgütü adı altında, kaleyi inşaa etmişlerdir. İnşaat 1522 yılı sonuna kadar aralıklarla sürdürülmüştür. Duvarları süsleyen armalar, yapının tüm evrelerini ve yapılış tarihlerini göstermektedir. Kale, Osmanlı Türklerince Kanuni Sultan Süleyman zamanında 05 Ocak 1523’de fethedilmiştir. II. Abdulhamit zamanında 1895 yılında hapishane olarak kullanılmaya başlanmıştır. 26 Mayıs 1915 yılında, İngiliz ve Fransız zırhlılarının bombardımanından sonra terk edilmiştir. 1963 yılında Müze Müdürlüğü olmuş, 06 Kasım 1964’de de ilk sergi salonu açılmıştır.

Bodrum Kalesi içinde yer alan Müzemizde 18 sergi salonu bulunmaktadır. Dünyanın en eski gemisi Kaş-Uluburun Batığı (MÖ XIV.yy) 20. yüzyıla damgasını vuran en önemli arkeolojik buluntu topluluklarından biridir. Özel bir salonda yaşayan müzecilik anlayışı içinde sergilenmektedir. Bu batık,23 Ekim 1982’de bulunmuş ve dünyanın en eski batığı olarak tarihlendirilmiştir. Amerikalı Prof.Dr. George F.Bass ve Dr. Cemal Pulak tarafından 1984-1994 yılları arasında kazılmıştır.

MS VII.yy Doğu Roma Gemisi ve MS XI.yy Cam Batığı sergilemeleri,Müzeciliğinin onur anıtlarıdır. MÖ IV.yy’da yaşamış Karya Kraliçesi Ada’nın mezar buluntuları sergilemesi, dünya müzeciliğinde farklı sergilemenin en güzel örneklerinden biridir. Bu salonda, Kraliçe Ada, ziyaretçilerini ayakta karşılamakta, düşsel de olsa onları, MÖ IV.yy’da Milas Labranda da yapılmış Andron (Şölen Evi) benzeri bir yapıda ağırlamaktadır.

Bodrum Kalesinin hapishane döneminin son kumandanı Mulazı-mı Evvel İbrahim Nezihi kendisi için düzenlenmiş Komutan odasında ziyaretçileriyle kahve içmekte, İmparatorluğun çöküşü sırasında katıldığı savaşları anlatmaktadır. Büyük Taarruzda 26 ağustos 1922’de şehit oluşundan sonra aldığı İstikbal Madalyası salonu süslemektedir.

Bodrum kalesi ağaçları, çiçekleri ve tavus kuşlarıyla gelen ziyaretçiyi sarmakta ve kucaklamaktadır. Zindanın dehşetini, İngiliz Kulesinin görkemini, Cam Salonunun gizemine şahit olacaksınız. Çıkarılan eserlerin en iyi ve anlaşılır şekilde sergilendiğini göreceksiniz.

 

MAVSOLEİON
Mavsoleion Mezar Anıtı, dünyanın yedi harikasından biridir. M.Ö. 335’de Karya Satrabı (Vali) Mavsolos tarafından yapımına başlanmıştır. Mavsolos’un ölümünden sonra (M.Ö.353) karısı, aynı zamanda kız kardeşi olan Artemesia yapımı sürdürmüştür. Mavsolion’un taban ölçüleri 32x26 metredir. Dört bölümden oluşmuştur. Altta yüksek bir kaide üzerinde uzun kenarlarında 11, kısa kenarlarında 9 olmak üzere 36 İon sütunlu tapınak şeklinde bir bölüm, üzerinde 24 basamaklı Piramidal bir çatı ve tepede dört atın çektiği bir araba içinde Mavsolos ve Artemesia’nın heykelleri bulunmaktadır. Yüksekliği yaklaşık 45 metredir.

Mavsolos Mezar Anıtının mimarı, Pytheos’tur. Ayrıca Satyros’un adıda geçer. M.Ö. IV. Yüzyılın en önemli heykeltıraşlarından olan Skopas, Leokhares, Briyaksis ve Timotheos bu yapıda çalışmışlardır.

Mavsoleion, 1500 yıl ayakta kaldıktan sonra 8 Ağustos 1304 depremi ile yıkılmıştır. Bugün Dünyanın Yedi Harikası içinde düzenlenmiş tek ören yeri olarak Kültür tarihi içerisinde yerini almıştır.

 

ANTİK TİYATRO
Klasik çağdan kalma bu anıtsal yapı antik geleneğe uygun olarak inşa edilmiş olup üç ana kısımdan oluşmaktadır. Bunlar sahne binası, Orkestra ve Cavea (oturma kademeleri)dır.

Doğal yamaca yaslanmış antik yapı her antik tiyatroda olduğu gibi sahne arkasında fonda manzara ile bütünleşir.

Cavea 12 merdivenle 11 bölüme ayrılır.Sahne binası iki katlı olup günümüzde kalıntıları mevcuttur. Orkestra yarım yuvarlaktan daha büyüktür. Orkestranın önünde dikdörtgen bir sunak yer alır. Gladyatör dövüşleri öncesi, şarap tanrısı Dionysos için kurbanlar kesilirdi. Cavea ile orkestra arasındaki kısımda ise izleyicileri vahşi hayvanlardan koruyan korkuluklar yer almaktaydı.

1973 yılından son yıllara kadar Prof. Ümit Serdaroğlu tarafından kazı ve restorasyon çalışmaları yapılmış ve eserin büyük bir kısmı tekrar ayağa kaldırılmıştır.

 

MYNDOS (MİNDOS) KAPISI
Myndos kapısı, Halikarnassos şehir surlarının en önemli yeri konumundadır. Çevresinde Helenistik ve Roma dönemine ait oda mezar yapıları ve mozaikler bulunmaktadır. Kapı iki yandan kulelerle desteklenmiş ve kulelerden biri günümüze ulaşabilmiştir. Kapı antik Myndos (Gümüşlük) kentine baktığından bu ismi almıştır.

Büyük İskender (Alexandros) ilk hücumu Mylasa(günümüzde hiçbir kalıntısı yoktur) kapısından yapmış, daha sonra Myndos kapıya yönelmiş ancak buradan da şehre girebilmiştir.

Arrianus, İskender’in bu kuşatmasını tüm ayrıntısı ile anlatmış ve kapıdan tripylon diye bahsetmiştir. Bu anlamlı üç kuleli kapı demektir. Buradan kapının üç kuleye sahip olduğu anlaşılmakta, ancak günümüzde yuvarlak kaideli kuleye ait bir kalıntı bulunmamaktadır.

Bodrum Bodrum Bodrum Turkey.Bodrum033 Osmanlı Tersanesi Mindos Bodrum